Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan İstanbul, neredeyse 8 bin 500 yıllık tarihi ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakmaya devam ediyor. 3 imparatorluğa başkentlik yapmış bu şehir, tarih kokan sokaklarının yanı sıra doğal güzellikleri, büyüleyici yapıları ve kültür sanat etkinlikleri ile her yıl sayısız ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır. Kozmopolit bir kent olarak tanımlayabileceğimiz ve dünyanın en eşsiz şehirlerinden olan İstanbul’u siz de keşfe çıkmak ister misiniz? İstanbul gezilecek yerler listesi elbette sınırsız olsa da mutlaka görmeniz gereken durakları sizler için hazırladık. Keşfetmesi oldukça heyecanlı ve bir o kadar keyifli bu durakları incelemeye başlayalım;
Viaport Marina
Eğlence, alışveriş ve sosyal yaşam merkezi Viaport Marina Tuzla, İstanbul’un dünya standartlarındaki marinasıdır. 750 bağlama kapasitesi, tekne sahiplerinin kullanımına açık alanların yanı sıra marinanın hemen yanında konumlandırılmış Viaport AVM, Viaport sinema, yemek ve sayısız eğlence alanları ile ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim fırsatı sunmaktadır.
- Viaport Tema Park
Ailenizle birlikte eğlenebileceğiniz ve alışveriş yapabileceğiniz geniş bir alana sahip olan ViaPort’un Tema Park bölümünde 28 farklı eğlence ünitesi bulunur. Dünyadan ve Türk lunapark kültüründen makinelerle birlikte eğlenceyi doruklarda yaşayacağınız bir mekan olmaktadr. “İstanbul’da ailecek gezilecek yerler” arasında her yönüyle en iyi tercih olabilecek merkezde pazartesi günü hariç tüm günler hizmet verilmektedir. Özellikle okul gezileri, ara tatiller sırasında öğrencilerin ilgisini çeken bölüm, İstanbul ve çevre illerden de binlerce misafiri ağırlamaktadır.
- Aslan Park Tuzla
Türkiye’nin ilk ve tek yırtıcı yırtıcı kedi parkı Aslan Park Tuzla, size heyecan dolu bir ziyaretin kapılarını aralamaktadır. 2018 yılında kurulan Aslan Park, 10 farklı türde 30 yırtıcı hayvana ev sahipliği yapmaktadır. Nesli tükenme tehdidi ile karşı karşıya kalmış yırtıcı hayvanların koruma altında olduğu bu parkta yırtıcı kedileri ziyaret edebilir, dilerseniz yavru aslanlarla fotoğraf çektirebilirsiniz. Yavru aslanlar ile fotoğraf çektirebilme, onları sevebilme ayrıcalığı sunan AslanPark Tuzla size, ilk defa deneyimleyebileceğiniz bir heyecan sunmaktadır. Hayvanları seven ve onları koruyan bir vizyonla yola çıkan Aslan Park, dünyada sadece 30 tane kalmış Beyaz Aslan türünden genç 2 erkek ve 2 dişi Beyaz Aslanın yanı sıra bir yavru erkek aslanın yuvasıdır.
- Viasea Akvaryum
Dünyanın ilk iklim temalı akvaryumu Viasea Akvaryum Tuzla, binlerce denizaltı canlısı ve sürüngenlere ev sahipliği yapmaktadır. İstanbul’un en uzun tüneline sahip bu akvaryum, tünel boyunca sizlere yırtıcı köpek balıkları, timsahlar ve deniz kaplumbağalarını görebilme fırsatı sunuyor. Tuzla gezilecek yerler listenize eklemeniz gereken durakların başında olan Viasea Akvaryum, ailece gezebileceğiniz heyecan verici dev su altı yaşam alanıdır.
- Marina Aquapark
Şehrin merkezine yakın donanımlı bir su parkında serinlemek ister misiniz? Yaz tatillerinde şehirden uzaklaşamayanlar için harika bir alternatif olan Marina Aquapark, İstanbul’un en büyük aquaparkıdır. Viaport Marina ile entegre olarak inşa edilen bu eğlence merkezi, Avrupa’nın en büyük su kaydıraklarını içerisinde barındırmaktadır. Harika bir yaz tatili deneyimi sunan Marina Aquapark’ta birbirinden özel 12 su kaydırağı, 15 farklı su sporu ve sayısız oyun sizleri bekliyor.
Ayasofya
Dünya üzerinde tanınmış ibadethanelerinden biri olan Ayasofya’yı, İstanbul’un gözbebeği olarak tanımlamak yanlış olmaz. Son halini 537 yılında alan bu yapı, İmparator Justinianos döneminde yaptırılmıştır. 916 yıl kilise olarak hizmet veren Ayasofya, 1453 İstanbul’un fethi ile camiye çevrilmiştir. Bu süreçte yapı güçlendirilmiş, minareler, mihraplar, minber, vaaz kürsüsü gibi birçok detay eklenmiştir. Bunlara ek olarak farklı dönemlerde medrese, sebiller ve sıbyan mektebi gibi yapılar da eklenmiştir. 1934 yılında müzeye çevrilen tarihi yapı 2020 yılında cami statüsünü yeniden kazanmıştır. Eşsiz mozaikleri, mimarisinin yanı sıra çözülemeyen sırları ile gizemini korumaya devam eden Ayasofya, ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir.
Yerebatan Sarnıcı
Tarihi oldukça eskilere dayanan bir diğer İstanbul harikası da Yerebatan Sarnıcı’dır. MS 526-527 yıllarında Bizans İmparatorluğu tarafından kentin su ihtiyacını karşılama amaçlı yapıldığı bilinmektedir. Suyun içinden başlayarak tavana kadar yükselen mermer sütunları, kolon ve bunlar üzerinde yer alan işlemeleriyle mimari harikaları arasında gösterilir. Tarihi eser yapı, İstanbul’un Fethi sonrasında da Osmanlı İmparatorluğu tarafından Sarayburnu ve çevresine su sağlayan merkez olarak görevini devam ettirmiştir. Zaman içerisinde tamamen tarihi eser yapı statüsüyle korumaya alınan Yerebatan Sarayı, 1987 yılında da turistik ziyarete açılmıştır. Son zamanlarda yapılan restorasyon işlemleriyle de adını sıkça duyduğumuz bu yapıda mükemmel akustiği sayesinde minimal çapta konserler de gerçekleştirilmektedir.
Topkapı Sarayı
600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nda 400 yıl boyunca devlet merkezi olarak kullanılmıştır. Ayrıca Cumhuriyet’in ilk müzesi olarak bilinir. Bulunduğu konum itibariyle de İstanbul’un en eski yerlerinde yer almaktadır. İstanbul Boğazı, Haliç ve Marmara Denizi arasında bulunan tarihi yapı, mimari yapısı ve 300 binin üzerindeki tarihi belgesiyle birlikte de dünyadaki en büyük müze saraylardan biri olmaktadır. Günümüzde de müze olarak hizmet vermeye devam etmektedir. UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi’nde gösterilen yapı, yerli ve yabancı birçok turistin “İstanbul gezi rehberi” listesinde baş sıralardadır.
Kapalı Çarşı
Yabancı turistlerin ‘Grand Bazaar’ olarak da tanıdığı Kapalı Çarşı, 1461 yılından beri hizmet vermektedir. İstanbul’un ve dünyanın en eski çarşılarından biri olan Kapalı Çarşı’da, aradığınız her şeyi bulabilmeniz mümkün. Yaklaşık 4.000 adet mağazanın yer aldığı bu yapı toplam 64 sokaktan oluşmaktadır. Labirenti andıran sokakları ve zengin ürün çeşitliliği ile en çok ziyaret edilen alışveriş mekanlarından biri olmaya devam ediyor. Antika, fes ve Türk motifi kilimlerin yanı sıra sayısız hediyelik eşya seçeneği bu çarşıda sizleri beklemektedir. Eşsiz atmosferi ile bu çarşıda gezerken adeta tarihte yolculuk yapabilirsiniz.
Galata Kulesi
İstanbul’un en önemli simgelerinden biri hiç kuşkusuz Galata Kulesi’dir. İstanbul’da günübirlik gezilecek yerler arasından en çok ziyaret edilen mekanlardan biri olan bu yapı, Bizans imparatoru Justinianos döneminde yaptırılmış olup uzun bir dönem yangın gözetleme kulesi olarak kullanıldı. İstanbul’u 360 derece görebileceğiniz seyir terası, size enfes bir manzara sunmaktadır. Ayrıca kule içerisinde yer alan kafede keyifli zamanlar geçirebilmeniz mümkün. Konumu, manzarası ve tarihi dokusunun yanı sıra günümüze kadar ulaşan rivayetleri ile Galata, İstanbul’u süslemeye devam ediyor.
Pierre Loti Tepesi
Asıl adı Julien Viaud olan Fransız yazar Pierre Loti, İstanbul’a ilk kez geldiği 1876 yılında özellikle sık sık Eyüp’te yer alan bu tepeyi ziyaret etmiştir. Halkın yaşayış biçimine, Türk kültürüne hayran kalan yazarın adı bu seyahatleri ve romanların yer verdiği İstanbul hayranlığı dolayısıyla Pierre Loti olarak kayıtlara geçmiştir. Aziyade romanında İstanbul’da bulunan İngiliz subayı ile Çerkez bir kadının yaşadığı gizli aşk öyküsü ile de bilinir. Eyüpsultan’da yer alan bu tepeye şu anda ulaşım TF2 Teleferik Hattı ile mümkün olmaktadır. Şu anda tepede kafe, otel ve bahçe alanı bulunmaktadır. Birçok kişi İstanbul manzarası eşliğinde burada kafe ve konaklama hizmetlerinden yararlanmayı tercih etmektedir.
Rumeli Hisarı
İstanbul’un Fethi sırasında Fatih Sultan Mehmed tarafından, Bizans İmparatorluğu’na Avrupa’dan gelebilecek yardımları önlemek amacıyla yaptırılmıştır. Boğazkesen Hisarı olarak da bilinir. İki kıyının birbirine en yakın olduğu bölgede yer alır. Karşı kıyısında ad Anadolu Hisarı yer alır. Rumelihisarı’nda 3 büyük kule ve bunların arasında örülen surlar bulunur. Günümüzde açık hava etkinliklerinde ev sahipliği yapmıştı ancak 2008 yılında konser, tiyatro gibi etkinlikler, yapıya zarar gelme ihtimali dolayısıyla iptal edilmiştir. Şu anda müze olarak kullanılır. Açık hava müzesi içerisinde İstanbul’un Fethi sırasında kullanılan top ve güllelerin bir parçaları sergilenmektedir.
Atatürk Arboretumu
İstanbul’da bir vaha olarak tanımlayabileceğimiz Atatürk Arboretumu, Türkiye’nin ilk canlı ağaç müzesidir. Sarıyer’de yer alan bu eşsiz doğa, sayısız canlı türüne ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle hafta sonu yürüyüşleri için ziyaret edebileceğiniz arboretum, bilimsel araştırmalar ve gözlemler için yetiştirilmiş yaklaşık 2000 civarı bitki türünden oluşmaktadır. Yeşilin binbir tonunu görebilmenizi mümkün kılan Atatürk Arboretumu, aynı zamanda kuş sesleri ve birbirinden özel çiçek türleri ile İstanbul’un karmaşasından uzak nefes alabilmenizi sağlıyor. Ayrıca Doğu Karadeniz’in lezzetlerini tadabileceğiniz bir yöresel yemek durağı da Arboretum turu sonrası sizleri bekliyor olacak.
Dolmabahçe Sarayı
Osmanlı İmparatorluğu’nda Topkapı Sarayı sonrasında devlet merkezi olarak kullanılan yapı Dolmabahçe Sarayı’dır. Sultan Abdülmecit tarafından 1856 yılında yaptırılmıştır. Batı ve İslam mimarisinden izler taşıyan bu yapı günümüzde yerli ve yabancı turistlerin odağı haline gelmiştir. “İstanbul turist rehberi” olarak oluşturulan her listede en başta yer alır, mutlaka ziyaret edilmesi tavsiye edilir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de son günlerini geçirdiği yapı olarak bilinir. Ölüm yıldönümü olan 10 Kasım’daki anma törenlerinin bir bölümü de burada gerçekleştirilir. Bunun dışında da halka açık bir tarihi müze olarak ziyarete açıktır.
Kız Kulesi
İstanbul Boğazı’nı süsleyen Kız Kulesi, Üsküdar’ın simgesi olmuş durumda. İstanbul turistik yerler listesinde yer alan bu kulenin tarihi MÖ. 410 yılına uzanmaktadır. Tarih boyunca farklı amaçlar için kullanılmış olup günümüzde boğazın incisi olarak turistleri ağırlamaktadır. 2000 yılında restore edilen ve restoran olarak hizmet vermeye başlayan Kız Kulesi, aynı zamanda romantik bir simge halini almış durumda. Galata kulesi ile Kız Kulesi aşkı efsanesi, bu yapıyı anlamlı hale getirmekte olup genellikle evlilik teklifleri ve özel yemekler için tercih edilmektedir. Restoranda yemek yeme şartı bulunmamakta olup restorasyon çalışmaları tamamlandığında tekne geçiş ücreti ile bu muhteşem yapıyı daha yakından görebilirsiniz.
